Şu sıralar en sık yaptığım Google aramaları rüya tabirleri üzerine. Kadınlar Kulübünden tutun da, diyadinnet gibi ilahiyat sitelerini falan hatmetmiş durumdayım. Neden? Çünkü son zamanlarda rüyalarım en saçma dizileri aratmayacak kadar ütopik senaryolara sahip. Hangi birini anlatsam gerçekten bilmiyorum. Mesela dün gece üç farklı rüya gördüm ve kurban olduğum allahım üç rüya da birbirinden kötü ve korkunç olabilir mi ya?
İlk rüyamda canım arkadaşlarım #kahve ve #karamel’le ayrı ayrı sohbet ettiğimi görüyorum ama ikisi de birbiri arkasından öyle kötü konuşuyor, öyle gıybet yapıyorlar ki duyduklarıma inanamıyor, rahatsız oluyorum. Biri diğerinin kocasını gömüyor, öbürü diğerinin güzelliğine giydiriyor. Ben de saf saf dinliyorum. Hayır normalde dedikodu adı verilen masum bilgi paylaşımlarını tabii ki yapıyoruz ama başkalarıyla ilgili J Birbirimizin arkasından konuşup dostunu gömmek mi? Yo dostum yo, bu rüyanın hayır bi yanı yok.
Bu çirkin rüyanın ardından uyanıp yatakta sağa dönme sonrası ikinci rüyaya geçiyorum. Bu en kötüsüydü dicem ama yok üçüncüyü de okuyun da ona göre karar verin bence. Şimdi efendim ikinci rüyamda ben sevgilimle yurtdışına tatile gidiyorum (Kahretsin biz hep yurtdışına tatile gideriz!) orada o beni kızdıracak bir şey yapıyor (buradan naptığını söyleyip ifşa etmicem ama bu satırlarımı okuyorsan cidden hoş değildi yaptığın! Ayıp!) ve ben bunun üzerine üzülüp beyin kanaması geçiriyorum. Evet evet yanlış okumadınız, elin ecnebi memleketinde beyin kanaması geçirip tam kırk gün komada kalıyorum. Kırk gün sonra bir mucize oluyor, ben önce hayata sonra da Türkiye’ye geri dönüyorum. Burda işler daha karmaşıklaşıyor. Zira benim beyin kanaması geçirdiğimi aileme söyleyemeyip ‘kızınız öldü, başınız sağolsun’ demişler! Hangi aklı evvelin fikriydi çok merak ediyorum. Neyse benim kimbilir hangi ülkede ölüp gömüldüğümü öğrenen babam üzüntüden evi terk ediyor ve kayıplara karışıyor. Annemle kardeşimse üzüntüden perişan olmuşlar. Ben ülkeye döndükten sonra beni onların karşısına çıkaracaklar ama alıştıra alıştıra çıkarmaları lazımmış, yoksa yüreklerine inermiş! Ulan siz benim çekirdek ailemi acımadan çitlemiş bir de kabuklarını tükürüklü ağzınızla üfürmüşsünüz, neymiş kızlarını canlı görünce yüreklerine inermişmiş… Hasbinallah. Neyse daha bitmedi. Ayrıca işyerimde Genel Müdürüm ve diğer üst düzey yöneticiler plazamızın fezadaki kokteyl katında bana ‘aramıza hoş geldin’ partisi düzenliyorlar. Basın falan geliyor. Baya çiçekler, hediyeler falan. Genel müdürümüz falan gelip ‘iyi ki döndün senin olmadığın zamanlar bu koca plaza çok renksizdi’ diyor. Dedim size bensiz bu dünya bir hiç diye, inanmadınız. İyi oldu burnunuz sürtmüştür!
Uyanıp beynimin kanamadığını, komaya hiç girmediğimi, adıma kokteyller düzenlenmediğini fark etmemin ardından uyanıp bu sefer soluma dönerek uyumaya devam ediyorum. Topu topu 6 saatlik uykumda daha da kabus görmem diye düşünürken aslında çok yanılıyormuşum. Zira yatağın benim yatmadığım kısmındaki yastığın üzerine birden kocaman (abartmıyorum böyle kolum kadar kocaman) bir kertenkele beliriyor. Hayatımda ilk kez yataktan sıçrayıp filmlerdeki gibi oturur pozisyona gelip uyandım. Artık kertenkele ve türevlerinden nasıl korkuyor ve tiksiniyorsam yanımda belirme görüntüsüyle karşı duvara fırlamam bir oldu. Hayır bi de cam açık duruyor yazları, kısa bir an ‘ulan camdan mı girdi, gerçek miydi?’ diye düşünüp tırsa tırsa yastıkları çarşafları yatağın kenarını falan kontrol ettim. Gerçi o kadar büyük bir kertenkele (ya o kertenkele değildi, komodo ejderi falandı cidden) yatak odamda gerçekten olsa sanırım pijamalarımla evden çıkarım, bir daha da geri dönmem. Bu yüzden iyi ki kendisiyle karşılaşmadık, şu an gerçekten evdeyse de ondan ricam, benim karşıma çıkmadan yaşayabilir, ev ikimize yetecek kadar büyük ama lütfen bana görünme olur mu?
Evet üçüncü rüyamın ardından artık uyumamışsındır diyorsunuz di mi? Hayatta en kıymet verdiğim şeylerden biri uyku olduğu için, adrenalin seviyemin düşmesinin ardından sanırım yarım saat daha uyudum. Sonra da alarmla uyandım. İlk iş #kahve ve #karamel’e ‘adam olun gıybet yapmayın, sevin birbirinizi’ diye mesaj attım, sonra da karga bokunu yemeden annemi arayıp babamın evde olup olmadığını teyit ettim. Kertenkeleye de mamasını koydum ve çıktım JJ
İşte sadece bir geceye ait rüyalarım bunlar. İlki entrikalı Türk dizisi olur, ikincisinin senaryosunu Özcan Deniz’e mi yazdırsam Mahsun Kırmızıgül’e mi kararsızım. Üçüncüsünü de Hollywood’a satıp en iyi korku gerilim dalında Oscar almayı düşünüyorum.
Diğer gecelerde gördüklerimi buraya yazarsam bilinçaltımdaki arızayı görüp bana deli gömleği giydirmenizden korkuyorum. O yüzden onları boşverin.
Rüyalarımın tabirlerine gelirsek;